DOLAR
34,2927
EURO
37,1787
ALTIN
3.008,15
BIST
8.872,85
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Salı Hafif Yağmurlu
18°C
KİTAP

STUTTGART VE ÇEVRESİ ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ‘NİN DÜZENLEDİĞİ CUMHURİYET BAYRAMIGÖRKEMLİ BİR TÖRENLE KUTLANDI!

STUTTGART VE ÇEVRESİ ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ‘NİN DÜZENLEDİĞİ CUMHURİYET BAYRAMIGÖRKEMLİ BİR TÖRENLE KUTLANDI!
21.10.2024 21:43
0
A+
A-

Almanya’da Stuttgart ve Çevresi Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından “101. Cumhuriyet Şenliği “
adı ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama programı düzenlendi.
Stuttgart Atatürkçü Düşünce Derneği’nin düzenlediği programda Cumhuriyetimizin 101. Yılı coşkulu
bir şekilde kutlandı.
Program; Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından“ Gençliğe Hitabe” ile devam
etti.
Programda ilk olarak ADD Stuttgart Başkanı Elif Özel İsmailoğlu söz aldı.
İsmailoğlu konuşmasında; programa katılan konukları selamladıktan sonra sözlerine şöyle devam
etti.

“Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere; vatan
uğruna canını feda eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Ayrıca
derneğimize uzun yıllar emek vermiş, maddi ve manevi desteğini esirgememiş, gerçek bir vatansever
olan ve kısa bir süre önce aramızdan ayrılan Sayın Bülent Atalay ile Sayın Fatma Üstün’ü saygı ve
sevgiyle anıyorum. Huzur içinde uyusunlar. Değerli konuklarımız, araştırmalarıyla bazı kesimleri
rahatsız eden, her türlü baskı ve engellemelere rağmen doğruları açığa çıkarmak için uğraşan ve bu
bilgileri bize ulaştıran değerli araştırmacı gazeteci ve yazar Sayın Murat Ağırel, tüm yoğunluğuna
rağmen bizi kırmayıp davetimizi kabul ederek buraya geldiği için kendisine çok teşekkür ederim. Uğur
Mumcu gibi, Ahmet Taner Kışlalı gibi kalemini satmadan, çalışan gazetecilerden biri olduğu için
kendisiyle gurur duyuyoruz.”
İsmailoğlu, ayrıca programda yer alan tüm müzisyen, sanatçılar ve sponsorlarına teşekkür ettikten
sonra sözlerine şöyle devam etti.

“İngilizlerin, “İki yıl yaşamaz” dedikleri Türkiye Cumhuriyeti, içeriden ve dışarıdan saldırılara rağmen,
100 yıldır yaşıyor. Evet, görünürde Cumhuriyetimiz 100 yıldır yaşıyor ancak özellikle 12 Eylül 1980
askeri darbesinden sonra toplumsal ve siyasal muhalefetin susturulmasıyla önü açılan siyasal
İslamcılığın pençesindeki Cumhuriyetimiz bugün “özünü” kaybetmekle karşı karşıyadır.
Cumhuriyetimizin özü, devlet ve toplum yaşamının akla ve bilime dayanmasını sağlayan Laikliktir. En
yaygın tanımı ile “din ve devlet işlerinin ayrılması” diye bilinen Laiklik, aslında toplum ve devlet
yaşamının herhangi bir dine değil, akla ve bilime dayanmasıdır. Ahmet Taner Kışlalı’nın deyişiyle,
“Toplumun, din adına ve binlerce yıl önce konmuş, o günün sorunlarına çözüm getiren kurallara göre
yönetilme zorunluluğunun kaldırılmasıdır.
Aklın, iman karşısında özgürleştirilmesidir Laiklik, teolojik olarak dinin değil, devlet ve toplum
üstündeki “dinsel vesayetin” ortadan kaldırılmasıdır. Laiklik, farklı inanç ve düşünceye sahip
insanların, bir arada ve barış içinde yaşayabilmelerinin de güvencesidir. Ancak, Başkanlık sistemi ile
Cumhuriyetten fiilen bir tür meşrutiyete dönüldü. Siyasal İslamcı iktidar ve ortakları, Atatürk’ün
kurduğu Üniter, Laik, Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni “Yeni Türkiye” adını verdikleri bir dinsel-siyasal
yapıya dönüştürmek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin karakteri durumundaki Laiklik her geçen gün
biraz daha aşındırılıyor. Son olarak, Anayasa değişikliği ile Laik Cumhuriyetin geri dönüşümünü
tamamlamak istiyorlar.“

Anayasanın, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini belirleyen ve değiştirilmesi teklif dahi
edilemez ilk üç maddesini değiştirmek istenmesine dikkat çeken İsmailoğlu,
“Türkiye Cumhuriyeti karşıtı “gerici” ve “bölücü” kesimlerin asıl hedeflerinin demokratik, laik ve
sosyal hukuk devleti, Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaktır. Buna izin vermeyeceğiz. Türk
ulusu, bu yıkım planına asla izin vermeyecektir” dedi.
Öte yandan; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bu yıl Kara, Hava ve Deniz Harp Okulları’nın
birincileri kadın teğmenler ve Kara Harp Okulundan mezun olan Genç teğmenlerimizin mezuniyet
törenlerinde kılıçlarını havaya kaldırarak ettikleri, vatana, millete, laik ve çağdaş Cumhuriyete bağlılık
yemini ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı sonrası yaşananlara değinerek sözlerini şu şekilde
tamamladı.
“Peki, Türk ordusunun genç teğmenlerinin mezuniyetlerinde, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye
bağırması ne anlama geliyor? Tarihçi Sinan Meydanın tanımıyla ; “Büyük Zaferi kazanıp İzmir’e giren
Türk ordularındaki her Mehmetçik, çok doğal olarak Mustafa Kemal’in askeriydi. O günlerde tüm
dünyada Büyük Zafer, “Kemalistlerin Zaferi ” olarak aldandırılıyordu. Türk ordusu, Çanakkale’den
Sakarya’ya, Büyük Taarruzdan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne Mustafa Kemal Atatürk’le
özdeşleşmiştir. Çünkü bu toprakların hala Türk vatanı olarak kalmasını sağlayan Çanakkale’nin
Anafartalar kahramanı, Milli Mücadele’nin örgüt lideri, ilk TBMM’nin başkanı ve Kurtuluş Savaşı’nda
Türk ordusunun başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’tü. Mustafa Kemal Atatürk, sıradan bir
başkomutan değildir, o bir ölüm kalım savaşını kazanan Türk ordusunun ebedi başkomutanıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, herhangi bir siyasetçi de değildir; o tam bağımsız, laik, çağdaş Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu önderidir. Osmanlı’nın küllerinden bir Türkiye Cumhuriyeti çıkaran
Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değildir. Dolayısıyla Türk ordusu, Türk milleti ve Türk devleti
Mustafa Kemal Atatürk’le bütünleşmiştir. Bu nedenledir ki Türk ordusu mensuplarının “Mustafa
Kemal’in askerleriyiz” demesi çok doğaldır. Bu onların, Türkiye Cumhuriyeti’ne olan bağlılıklarının
işaretidir.

Bu bağlılıktan ancak gurur duyulur. Mustafa Kemal’in askeri olmak, tam bağımız, üniter, laik, çağdaş
Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri olmak demektir. Mustafa Kemal’in askeri olmak, herhangi bir tarikatın,
cemaatin müridi olmamak demektir. Mustafa Kemal’in askerleri Türkiye Cumhuriyeti’ne tehdit değil
güvencedir Mustafa Kemal’in askerleri, Türkiye’ye ve Türk milletine düşman çevreleri hep rahatsız
etmiştir ve rahatsız etmeye devam edecektir. Hiçbir güç “Türk milleti ve Türk ordusu ile Mustafa
Kemal Atatürk” arasındaki altın bağı koparamaz. Çünkü o bağ çok güçlüdür.” Evet, hepimiz, “Mustafa
Kemal’in askerleriyiz. Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun !”

Daha sonra söz alan araştırmacı gazeteci ve yazar Murat Ağırel’de yaptığı konuşmasında
Cumhuriyetimizin ne zorluklarla ,engellerle ,sefaletlerle ,kurulduğundan bahsetti. Hem Atatürk hem
de Yüce Türk Milletinin 1. Dünya Savaşı’ndan sonra verilen Kurtuluş Savaşı ve Milli mücadelede,
verdiğimiz şehitlere ve ödediğimiz bedelleri anlatarak konuşmasına şöyle devam etti.
“Bazı şahısların , TV’lerde Atatürkçü görünen, ama uyuşturucu baronları ve kaçak müteahhitlerin
davalarını alan malum şahsı herkes biliyor. Yazdığım kitaplardan dolayı haksız yere 7 ay hapis yattım.
Hala onlarca ölüm tehdidi alıyorum. Son yazdığım “Havala” isimli kitabım toplatılmak istendi ve ben
Türkiye’deki, özellikle Mersin limanındaki kokain trafiğini ve Almanya’daki bağlantılarını ve farklı
ülkelerdeki uyuşturucu baronlarını ortaya çıkardığım için hedefteyim. Ayrıca Almanya’daki bazı Türk
işletmecilerin işin içinde olduğunu, tüm bağlantıları ile ortaya çıkardım. Parsel Parsel 1 ve 2 kitabımda
Melih Gökçek’ in nasıl yolsuzluklar yaptığını yazdım. Malum bana dava açmayan kalmadı.
Aldığım ölüm tehditlerinden hiç korkmuyorum. Benim idolüm Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı,
Bahriye Üçok’tur. Bir gideriz, bin geliriz. Ayrıca malum siyasi partilerden ve siyasilerden umudu
kestim. Hiç birinden Cumhuriyet ve Atatürk’ün devrimlerine sahip çıkacak kimse yok. ADD’ nin sizin
gibi yurtseverleri ancak Cumhuriyet’e ve Devrimlerine sahip çıkar. O yüzden de hiç bir partiye üye
değilim dedi.

Atatürk döneminde bırakın ısrafı, devletin her kuruşuna sahip çıkarak, yokluk içinde olmasına rağmen
onlarca fabrikalar kurulduğuna dikkat çekerek verdiği örnekte; Türk Hava Kurumu kurulurken, İsmet
İnönü’nün yaptığı çalışmaları ve o zamanın parasının 40 para yani 1 kuruş eksik olduğunu belirterek,
bunu Atatürk’e söyleyince, Atatürk’te “İsmet o parayı ne yap et bul, ben bu paranın hesabını
milletime veremem” dediğini, sonrasında hesapların tekrar kontrol edildiğini, o paranın bir hesap
hatası olduğunu Atatürk’e bildirince nasıl rahatladıklarını ve Türk Hava Kurumu’nun bu şekilde
kurulduğunu anlattı. “Şimdiki iktidar ise nasıl Milyarlarca dolarların ,Trilyon Dolarları çarçur ediyor.
22 yıllık AKP iktidarı 2,5 Trilyon vergi topluyor ama hala ekonomimiz dipte. Geçmediğimiz köprülerin,
havalimanlarının vergilerini ödüyoruz. Halkı ölene dek borçlandıran bir iktidar var” dedi.
Ağırel, Türkiye’deki kurumların nasıl çürüdüğüne de değinerek, Adana’ki uyuşturucu baronları savcı
ve kuryeleri polislerin yakalanarak tutuklandığını anlattı. Ağırel konuşmasının sonunda “Atatürkçü
Düşünce Derneği’nin bir üyesi olmaktan onur duyuyorum. Bu etkinlik nedeniyle İsmailoğlu’na
teşekkür ediyorum” dedi.

Murat Ağırel’e konuşmasından sonra Türk halkına yaptığı hizmetlerden dolayı dernek Başkanı Elif
Özel İsmailoğlu tarafından teşekkür Plaketi ve hediyeler takdim edildi.
Programın ilk bölümü solist Yasemin Kızıl’ın seslendirdiği Türk Halk Müziği dinletisiyle devam etti.
Kısa bir aradan sonra Müge Alpay’ın seslendirdiği ve içinde Atatürk’ün sevdiği parçalarında yer aldığı
konserin ardından İzmir ve 10. Yıl Marşı’nın hep bir ağızdan okunması ile program son buldu.
Gelen konuklar programdan çok büyük bir keyif alarak programdan ayrıldı.

Murat Topcu, Almanya Basını: Stutgart Atatürkçü Düşünce Derneğinin düzenlediği cumhuriyetimizin 101. yılı coşkulu ve büyük bir katılım ile kutlandı. Açılış istiklal marşımızın okunması ve şehitlerimiz için 1 dakikalık saygı durusundan sonra, dernek başkanı Elif Özel İsmailoğlu söz aldı. Daha sonra sözü araştırmacı gazeteci /yazar Murat Agirel, aldı. Sayın Agirel, cumhuriyetimizin ne zorluklarla, engellerle, sefaletlerle, kurulduğundan bahsetti. Hem Atatürk hem de Yüce Türk Milletinin 1. dünya savaşından sonra verilen kurtuluş savaşı ve milli mücadeleler verdiğimiz şehitlere ve ödediğimiz bedelleri anlattı.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.