Beşiktaş Çınar Gazetesi olarak Tekirdağ’da yaptığımız araştırmalar ve analizler, bize bu güzel şehrin Avrupalı bir ruh taşıdığını gösterdi. Tekirdağ, Türkiye’nin henüz tam anlamıyla Avrupa’ya girememiş olmasına rağmen, bu bölge Avrupa’ya çoktan girmiş durumda. Gezdiğimiz on üç ilçede gördüğümüz misafirperverlik, dostluk ve sıcaklık, bizleri derinden etkiledi. Otellerde ve misafirhanelerde konaklarken, Tekirdağ halkı sürekli bizimle ilgilenerek yatacak yerimiz olup olmadığını, aç kalıp kalmadığımızı sordular. Bu ilgi ve alaka, adeta bir sevgi ve aşk ifadesiydi. Bolluk ve bereketle donatılmış sofralarda ikram edilen erikler, çilekler, elmalar, hurmalar, vişneler ve kirazlar, Tekirdağ’ın cennet gibi olduğunu kanıtlıyordu.
Kadınlar Güçlendirme Derneği’nin faaliyetleri de bizi derinden etkiledi. Bu dernek, kadınların sosyal ve ekonomik güçlenmesi için önemli çalışmalar yapıyor. Tekirdağ’daki bu modern ve ileri görüşlü yaklaşım, bölgenin Avrupalı kimliğini pekiştiriyor. Tekirdağ’da karşılaştığımız bu dostça ve hoşgörülü yaklaşımlar, Beşiktaş Çınar Gazetesi olarak bizleri çok mutlu etti. İnsanlar, sadece telefonlarımızı değil, gazetemizin iletişim adreslerini de alarak bizlerle iletişim kurdu. İsteklerini, dertlerini ve sorunlarını bizimle paylaştılar. Biz de elimizden geldiği kadar bu sorunların çözümü için çalıştık, ilgili kuruluşlara ulaştık ve neticeleri onlara bildirdik.
Tekirdağ ve Trakya’nın sorunlarını Almanya’da medya aracılığıyla duyurduk. Hatay depreminde olduğu gibi, Tekirdağ’ın da sesini Avrupa’ya taşıdık. Tekirdağ’ın bu modern ve misafirperver yapısı, Avrupa’yı aşan insanları ve bereketli toprakları ile bize unutulmaz anılar yaşattı. Bu deneyimlerin, Beşiktaş Çınar Gazetesi okurları için de ilham verici olmasını umuyoruz.