HATAY DEPREM GERÇEĞİ
Sevgili dostlarım, arkadaşlarım Bu büyük trajedide Hepinize manevi destekleriniz ve dualarınız için teşekkür ederim. Ancak bu olaya isim veremiyorum böyle bir şeye ne denilebilir ki bu bir nevi insanları bile bile ölüme terk etmek yok etmektir ben bu savaşta Oğlumu canımı kaybettim tabi ki akrabalarımın bir kısmını da kaybettim. Lütfen televizyonlarda gördüğünüz şeylere aldanmayın asla televizyonlarda gösterildiği gibi değil ben sadece Antakya genelinde konuşacağım. Diğer yerler hakkında bilgi sahibi değilim. Ben sadece Antakya’yı ve orada yaşadıklarımı birebir nelere şahit olduğumu anlatacağım anlatacak o kadar çok şey var ki sayfalar sığmaz akıllar almaz…
Büyük bir medeniyet şehri yok oldu. Ayakta kalan binalar kimseyi aldatmasın. Çünkü hepsi ağır hasarlı ve oturulacak durumda değil. Oğlumun sokağında tek bir bina yok sağlam oğlumun binası zaten sadece kum enkazına dönüşmüştü ama diğerlerinin üzerine iki bina devrildiği için ayakta olmasına rağmen oturulabilir durumda değil. Kum yığınına dönen binalardan söz etmeye bile gerek yok. Kimseyi suçlayamayız diyemem suçlu çok fazla halk canla başla çalışıyor. Ama yıkılan bina sayısı o kadar çok ki. Gelen görevlilerin geç gelmesi ve şehir dışında bekletilmesi anlam veremediğim bir şey neden şehre girmelerine izin verilmiyor neden bekletiliyor buradaki niyet nedir insanların ölüme terkedilmesi mi zaten halkın hepsine yetişmesi mümkün değil. Antakya’ya günlerce yardım gelmedi bunu ben birebir yaşayan biriyim:
Hiç kimse çırpınışlarıma yardımcı olmadı bina kum haline dönmüş vaziyette yardım yok herkes kendi çabalarıyla uğraş veriyor tabi ki yetersiz kalıyor çabalar ben orada soğukta yardım gelmesini beklerken benim vatandaşım orada yardım beklerken Suriyeli mültecilere ne demeli acaba…
Ancak yapılan öyle büyük bir yanlış var ki… Bu konu üzerinde hepimiz çalışmalıyız. Mağrur ve gururlu Türk insanı sabırla beklerken gelen yardımın neredeyse tümünün Suriyeli mültecilere sunulduğunu görmek, bu yetmezmiş gibi her yerin bu insanlar tarafından yağmalandığını görmek kanıma çok dokundu. Şimdi insanların çoğu şehri terk etmeye başladı. Onlara yardım eli uzatan akrabalarının eşlerinin yanlarına gidiyorlar doğal olarak. Çadırların (Abartmıyorum) %90,ını bunlar işgal etmişler. Oğlumu ararken beni çadırlara bile yaklaştırmıyorlardı. Aşevleri tuvaletler sobalar en güzel korumalı çadırlar tuvaletler ve en iyi yardımlar onlara giderken bizler günlerce soğukta bekledik hatta bir çok kez kavga etmek zorunda kaldım. Neden benim halkım bu kadar acı çekerken Suriyeli mülteciler bu durumda bile rahat bir yaşam sürüyor neden neden?
Benim vatandaşım çaresiz bir şekilde yardım beklerken Suriyeliler eksiksiz bir yaşam sürüyor benim vatandaşım soğukta üşürken Suriyeliler soba ve oduna sahip olabiliyor benim vatandaşım çorbaya talim ederken mülteciler meyvesinden etine kadar yiyebiliyor benim vatandaşım tuvalet ihtiyacını gidermek için yer ararken mülteciler rahatlık içinde giderebiliyor bizim vatandaşımız hiç kimseye ulaşamazken mültecilerin kaldığı yerde internetin ve telefonun kesintisiz çekmesi benim vatandaşım kendi ülkesinde mülteci gibi yaşıyor bunları birebir olarak yaşayan benim kimse benim gördüklerim ve yaşadıklarım hakkındaki fikrimi değiştiremez
Üzülerek söylüyorum ama şehir bunlara kalacak.
2021 yılında yapılan Hatay ekspo açılış töreninin ne anlama geldiğini ve bunun neden temsili bir göz içinde izlettirildiğini ve Hatay Defne ilçesinin neden önemli olduğunu üç semavi dinin ne olduğunu neden böyle bir proje yapıldığını Hatay amik ovasının neden çok değerli olduğunu Türkiye haritasında bir çok yerde neden patlama işaretlerinin konulduğunu bunlar bir tesadüfmüş dersiniz Hatay’da e×po açılışının yapılması ve görselde verilen hilalin ne anlama geldiğini böyle bir medeniyet şehrinin yıkılmasının altındaki gerçekler…
O kadar çok ceset gördüm ki hepsine tek tek baktım belki hepsi kurtarılabilirdi hepsi yaşardı ben sadece somadan gelen madencilerle konuştum ve bana oğlumu tek parça halinde çıkaracaklarına söz verdiler kepçe durdu oğlumun hangi açıda olabileceğini tarif ederek gösterdim evet tarif ettiğim yerde zemin katta büyük bir uğraş sonucu günlerce uyumadan enkazın başından ayrılmadan sekizinci günde ulaşabildim gençliğine doyamayan aslan gibi oğlumu toprağa verdim. Şimdi burada suçlu kim gelmeyen ekipler mi yoksa onlara engel olanlar mı?
Sizlerden ricam canlarımızı kaybettik. Ama topraklarımızı kaybetmeyelim.
Beşiktaş Çınar Gazetesi sayfasında “Serap’ın Penceresinden Hayata dair Her şey” dikkati çeken haberleri ile aynı zamanda Tv sunucusu, şair ve yazar Serap Okcu…