DOLAR
34,6904
EURO
36,7503
ALTIN
2.961,86
BIST
9.652,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
13°C
İstanbul
13°C
Çok Bulutlu
Pazar Hafif Yağmurlu
13°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
12°C
Salı Hafif Yağmurlu
11°C
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C
KİTAP

Nükhet Özdal

Yazar biyografi alanı; Nükhet Özdal; İstanbul’un en güzel, en gelişmiş, en aydın ve kültürel seviyesinin en yüksek ilçesi Beşiktaş’ta dünyaya geldi. Bir kurumda uzun bir süre yöneticilik ve müdürlük yaptı. Çok güzel günlerle; buruk ve ya sevinç olsun te bu günlere geldi. Beşiktaş Çınar Gazetesinde köşe yazarı ve yönetiminde görev aldı. Kendisiyle barışık, insanlara saygılı her şeyden önemlisi yaşadığı ülkesini kendisini çok seviyor ve de tüm canlıların hakların biliyor ve onları da çok seviyor, elinden geldiğince onları da korumaya çalışıyor…

YÖKÜN DİPLOMA DENKLİK DEĞERLENDİRMELERİ VE İDARİ YARGILAMA YÖNTEMİ…

09.11.2022 18:39
0
A+
A-

1-) Yök Diploma Denklik değerlendirmelerini, öğrencinin eğitime başladığı yılda yürürlükte olan meri mevzuata göre yapması gerekirken, aksine öğrencinin yıllar sonra mezun olup yurtdışından geldikten sonra, denklik başvurusu yaptığı tarihte yürürlükte olan meri mevzuat kurallarına göre yapmaktadır. Bu durum kelimenin tam anlamıyla hukukta idarenin yetkisini kötüye kullanma kavramına karşılık gelmektedir. Bir öğrencinin eğitime başladıktan sonra, eğitimi devam ederken ve yıllar sonra mezun olup geldiğinde yasalarda ve yönetmeliklerde meydana gelecek değişiklikleri önceden öngörebilmesi imkansız ve hayatın olağan akışına aykırıdır. Bir öğrenci Allemi Cihan olsa bile, bunu önceden öngöremez. Bu açıkça diplomaları tanımamak ve denklik vermemek için kurulmuş bir tuzaktır. Devlet vatandaşına tuzak kurmaz/kuramaz/kurmaması gerekir. Olması gereken öğrencinin eğitime başladığı tarihte mevcut olan ve yürürlükte olan yasal düzenlemelere uygun eğitim alıp almadığının denetlenmesi ve buna göre denklik verilmesi gerekir. Kısaca o diploma Türkiye’deki müfredatta aynı alandaki diplomaya eşdeğer değilse, derhal DENKLEŞTİRME EĞİTİMLERİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİR. Bu zaten Lizbon sözleşmesinin Amir hükmünün de bir gereğidir. Lizbon sözleşmesine taraf ülkeden alınan diploma sahte değilse, aynen kendi ülkemizdeki herhangi bir üniversiteden alınmış gibi işlem yaparak, denkleştirmek için gerekli olan LİSANS TAMAMLAMA KARARININ verilmesi gerekir. 2-) Diploma Denklik Davaları ile ilgili ikinci bir hata ise; idari yargıdaki yargısal denetim hatasıdır ki, bu YÖK’ ün bile isteye yaptığı yanlış değerlendirmelerin üzerine adeta tüy dikmektedir. İdari yargıda mahkemeler öğrencinin denklik başvurusu yaptığı tarihte yürürlükte olan meri mevzuata göre yargılama yapmaktadır. Genel yargılama elbette ki idare hukukunun genel ilkelerine göre ve yürürlükte bulunan meri mevzuata göre yargılama yapılmalıdır. Fakat öğrencinin eğitime başladığı tarihte yürürlükte bulunan meri mevzuata uygun eğitim alıp almadığının yargısal denetimi yapıldıktan sonra, hali hazırda yürürlükte bulunan düzenlemelerle mukayese edilerek, öğrencinin lehine olan düzenlemeleri kabul etmek ve kazanılmış haklara dokunulmaması gerekirken, bu yapılmamaktadır. Adeta kumar oynar gibi öğrencinin aldığı diploma mevcut yasa ve yönetmelik düzenlemelerine uygun ise, hem denklik değerlendirmesinden, hem de mahkemelerde lehine sonuç çıkabilirse çıkar. Bu anlayış ile yargısal kararlar verilmektedir. Bu durum idare hukukunun evrensel ilkelerinden öngörülebilirlik ve şeffaflık ilkelerine aykırıdır. Hiçbir kimse yurt dışında eğitime başlayıp yıllarca eğitim aldıktan sonra kanunlarda ve yönetmeliklerde meydana gelecek olan değişiklikleri önceden öngöremez. Böyle bir şeyin imkânı yoktur.

3-) YÖK, yurtdışında bir üniversiteyi tanıma kararı verirken ilgili üniversitenin bulunduğu ülkedeki, akreditasyon kurumundan diploma vermeye yetkili olacak şekilde ruhsat almış olduğunu teyit ederek TANIMA kararı vermektedir. Tanıma ön incelemesinde ilgili Üniversitenin eğitim dilinin de bilinmesi ve bu eğitim dili veya dillerinin tanıma kararından önce bilinmesi ve kabul edilmesi sonucunda, ilgili “Üniversite Kurulumuzca mevcut uluslararası listelerde bulunmaktadır.” denilmek suretiyle TANIDIĞINI ilan etmektedir. Bu durumda sormak gerekir. Uluslararası Vizyon Üniversitesi ve bulunduğu ülkenin (Kuzey Makedonya) anayasasında yüksek öğretimde TÜRKÇE dilinde eğitim verileceği belirtildiği halde, bu üniversiteden mezun olan Türk öğrencilerin almış oldukları TÜRKÇE eğitim nedeniyle niçin diplomalarına denklik belgesi verilmiyor? Niçin sırf TÜRKÇE eğitim aldıkları bahanesi ile denklik başvuruları ret ediliyor? Üstelik bir davacı arkadaşımızın davasında; Ankara Bölge İdare Mahkemesinin Türkçe eğitim gerekçesi ile denklik başvurusunun ret edilmesi kararını tüm kanun yolları kapalı ve kesin olarak iptal ettiği halde, yeniden başvuru yapıldığında, yine TÜRKÇE EĞİTİM ALDIĞI GEREKÇESİ İLE REDDEDİLMİŞTİR. Bu açıkça mahkeme kararlarını tanımamaktır.

4-) Sözde, Diploma Denklik Otomasyon Sistemi öğrencilerin denklik başvurularını hızlı sonuçlandırmak için kurulmuştu. Gelinen noktada halen 2 yıldır diploma teyidi bekleyen, 3 yıldır ön incelemede bekleyen denklik başvuruları bulunmaktadır. Denklik birimi Avrupa’nın ortasında Afrikalı gibi iş yaparak, yurtdışından mezun olan binlerce gencin yıllarını çalmaktadır. Bu durum iyi yönetim ilkelerine de hukuka da hakkaniyete de vicdana da aykırıdır. 5-) Balkan ülkelerindeki üniversitelerden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş yapanlar arasında Fethullahçı Gladyonun elemanları ve Pkk’lılar olduğu yalanı ile yıllardır denklik başvurularını bekletiyorsunuz. Hani bizim istihbarat teşkilatımız dünyanın en iyi istihbarat örgütlerinden birisiydi. Sizin hangi dediğiniz doğru? Hangi kararınız hukuka uygun? Hangi kararlarınızda bir standart var? 2017 yılından beri Kıbrıs ve Türkiye Üniversitelerine geçen Fetöcüleri ve Pkk’ lıları bulamadınız. Şayet bizim

aramızda öyle bireyler var ise bunu bulmak öncelikle devletin asli görevidir. Devlet bulsun, çıkartsın, ayıklasın. Sırf denklik endüstrisini ayakta tutmak için insanların denklik başvurularını yıllarca bekletmeye hakkınız yok. Bu da hakkın kötüye kullanılması ve idari yetkinin kötüye kullanılması demektir.

6-) YÖK’ün 184-185 sayılı kararı; ……” ÖSYM Kılavuzunda bulunmayan yurt dışında bir üniversitede eğitime başlayan fakat daha sonra ÖSYM Kılavuzunda bulunan üniversiteye yatay geçiş yaparak mezun olan öğrenciler, eğitimlerinin en az %70 ve fazlasını Türk eğitim sisteminden almışlar ise, ÖSYM ile yerleştirmesi yapılmış olan öğrenci ile aynı Diploma ve aynı Transkripti getirmiş olması halinde, ÖSYM sınavı ile yerleşmiş olan öğrenci ile aynı işlem yapılır………” kuralı hali hazırda yürürlükte olduğu halde, Kıbrıs üniversitelerine yatay geçiş yapanların E-devlet kayıtları ile hukuka aykırı olarak oynanarak, Mezuniyet belgelerine Denklik sürecine tabidir yazdırılmıştır. Hiçbir mahkeme kararı ve geçerli hukuki bir neden olmadan, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Hukukuna aykırı olarak, geriye dönük haksız yere denklik değerlendirmesine çağırılmıştır. Denklik başvurularının da haksız yere hukuka aykırı yatay geçiş iddiasıyla reddedilmesi sonucunda, Ankara İdare Mahkemesi ve Bölge İdare mahkemesi içtihat değişikliğine giderek, bu yatay geçişlerin kesinlikle hukuka uygun olduğuna karar vermiştir. Mahkemelerin verdiği bu kararlara rağmen halen niçin bu diplomaların KKTC-TC arasındaki Milletlerarası anlaşmaya uygun olduğunu açıklamıyorsunuz.? Neden Neden? Kişiye göre Mahkeme kararları, Kişiye göre Baro kararları, Kişiye göre Türkiye Barolar Birliği kararları, Kişiye göre Adalet Bakanlığı kararları olmaz/olamaz/olmaması gerekir. Emsal durumda olan birine Avukatlık ruhsatı veriliyor. Aynı durumda bulunan kişilerin ruhsat başvuruları reddediliyor. Oysa ki Balkan ülkelerinden veya başka ülkelerden aynı şartlarda Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş yapanlar hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Bunun eşitlik neresindedir.? 7-) İnsanlar davaları kazandıktan sonra bu sefer de eğitim alınan ülkede kalış süresi yetersizliği iddiasıyla denklik başvurularını reddetmektesiniz. Öncelikle bir öğrenci denklik başvurusu yaptığı andan itibaren kurallara uygun olarak denklik değerlendirme kriterlerinin tamamı üzerinden incelemeleri yapıp tek bir karar vermek zorundasınız. Hukuka aykırı yatay geçiş iddiası tutmadıysa, bu seferde eğitim alınan ülkede kalış süresinden ret kararı, bu da olmadı akademik yetersizlikten ret kararı veremezsiniz. Bu idari yetkinin açıkça kötüye

kullanılmasının en bariz örneğini oluşturmaktadır. Bu kararları verenlerin devletin hazinesine yükleyecekleri tazminatların tamamının yedi ceddinden alınması bizzat devletin asli görevidir. Tam rücu sisteminin kesinlikle getirilmesi gerekir. Böyle keyfi kararlar için devletin hazinesi yağmalanamaz.  Siz böyle keyfi kararlar vereceksiniz faturasını tüyü bitmemiş yetimlerin hakkından ödenecek, siyasi sonuçlarını da ülkeyi yöneten siyasi iktidar ödeyecek öyle mi? Bu ülkeyi kim yönetirse yönetsin, ister A partisi isterse B partisi yönetsin, YÖK’ün yarattığı 100 bine yakın denklik mağdurunun siyasi faturasını da hali hazırda ülkeyi yöneten siyasi partinin ödemesini kesinlikle de kabul etmiyorum. Siyasi görüşü ne olursa olsun, ister oy vermiş olalım, isterse oy vermemiş olalım. Ülkeyi yöneten Siyasetçinin ve Siyasi partinin böyle bir haksızlığa maruz kalmasını da kesinlikle reddediyorum. Adil olmak, hukuku ve hukukun üstünlüğünü istemek bunu gerektirir. Sizi o makamlara atayan siyasetçi sizin hukuka uygun işlem yapıp yapmadığınızı her dakika başınızda bekleyerek denetleyemez. Size güvenerek sizi o makamlara getirmiş olan devleti yönetenler sizin bu ülkenin gençliğine ne kadar kötülükler yaptığınızı eninde sonunda göreceklerdir.

8-)YÖK’ün 05.12.2017 tarihli Diploma Denklik Yönetmeliğinden önce; öğrenci yurt dışında eğitime başlamadan önce YÖK ‘ten kayıt olacağı üniversitenin tanınıp tanınmadığına ilişkin bir OKUL TANIMA yazısı alır. YÖK öğrenciye ilgili üniversiteyi YÖK’ün TANIDIĞINA dair yazı verir. Bu yazıda öğrenci mezun olup geldiğinde Seviye Tespit Sınavına tabi tutulacağına ilişkin hiçbir açıklama olmadığı gibi, 2017 öncesi yönetmeliklerde de denklik işleminin kesin olarak STS sınavında başarılı olma şartına bağlandığına ilişkin bir kural da yoktur. Hal böyle iken; YÖK, haksız yere öğrenci mezun olup geldikten sonra, YÜZYILIN İCADI SEVİYE TESPİT SINAVINA tabi tutmaktadır. Bu açıkça öğrenciye kurulmuş bir tuzaktır. Bu STS sınav şartını Cumhurbaşkanı’nın 02 Haziran 2022 tarihinde görevden aldığı eski YÖK üyeleri oligarklar getirmişlerdir.  Zaten YÖK’ de ki her türlü yolsuzluğun ve manipülasyonun baş aktörleri olan bu oligarklar diploma denklik meselesini toplumsal bir yara haline getirmiş kişilerdir. Bu nedenle YÖK’ ün 40 yıllık tarihinde ilk defa görev süresi dolmadan görevden alınan üyeler bu üyelerdir. 9-) Eğitim alınan ülkede kalış süresi yetersizliği iddiası ile reddedilen denklik başvurularında ise; olağanüstü bir çarpıtma ve haksızlıklar mevcuttur. Öncelikle süreden ret kararlarının büyük bölümü hukuk alanı ile ilgilidir. Hukuk alanında nasıl Türkiye’de devam zorunluluğu yok ise sınavdan sınava derslerini veren birçok hukuk mezunu var ise yurtdışı hukuk mezunlarının da böyle

değerlendirilmesi gerekiyor. YÖK bilerek sınavdan sınava giderek mezun olanlara hiç yetkisi yok iken diplomalarını yok saymak için elinden geleni ardına koymuyor. Mahkemeleri dahi brifing vererek kendi yanına yandaş yapıyor.

Tıp, mühendislik ve eczacılık gibi bölümlerde laboratuvar çalışmaları ve uygulamalı dersler bulunduğu için, bu bölümlerde eğitim alınan ülkede kalış süresi yetersizliği pek bulunmamaktadır.

Kaldı ki Hukukta yurt dışından mezun olanların büyük bölümü yine Türkiye’de Adalet Meslek Yüksek Okulu mezunu olarak yurtdışına hukuk okumak için gitmişlerdir. Şimdi sormak istiyorum. Bu öğrenci mezun olup geldiğinde, Avukatlık kanunu madde 3. b. ‘ye göre Türkiye’nin iç hukukuna ait temel dersleri (11 adet temel hukuk dersi) bir üniversitede tamamlaması için DOĞRUDAN LİSANS TAMAMLAMA KARARI verilmesi gerekirken bu yapılmıyor. Lisans tamamlama kararı verilenler torpilli olanlardır. Öğrenci lisans tamamlama kararı ile bir üniversiteye yerleştirildiğinde, üstelik görevden alınan eski YÖK üyesi Rahmi ER imzası ile tüm üniversitelere 27 Temmuz 2021 ve 01 Eylül 2021 tarihli yazılarda devam zorunluluğu getirilmiş ve bu eğitimin süresi iki yıl olarak belirlenmiştir. Şimdi yine sormak istiyorum. Öğrenci 2 yıl Adalet bölümünde Türkiye’de okudu. 2 yılda lisans tamamlama kararı ile bir devlet üniversitesinde okuduğu zaman; 4 yıllık hukuk eğitiminin süresine bu lisans tamamlamak için geçen 2 yıllık süreninde dahil edilmesi ile zaten 4 yıllık süre tamamlanacak olmasına rağmen, NEDEN 4 YILLIK HUKUK EĞİTİMİNİN TAMAMINA EĞİTİM ALINAN ÜLKEDE KALIŞ SÜRESİNİN YETERSİZ OLDUĞU GİBİ ABSÜRT BİR KARARLA DENKLİK BAŞVURULARI REDDEDİLMEKTEDİR.? NEDEN? NEDEN?  2018 yılına kadar bu davalar kazanılırken, ne oldu da 2018 yılından itibaren neden mahkemelerde kazanılamaz oldu? Bu arada uluslararası sözleşmelerden mi çekildi YÖK’te bizim haberimiz yok. Ya da Mahkemelerin değerlendirme kriterlerinde anayasal bir değişiklik mi oldu? Üstelik okula devam kontrolü ilgili ülkenin kanunlarına göre, öğrencinin mezun olduğu üniversitenin senatoları yetkilidir. Siz bizim aklımızla alay ediyorsunuz. Dünyanın hiçbir ülkesinde 4 yıllık hukuk eğitimi üzerinden STS sınavı gibi ucube bir sınav, üstelik baştan sona şaibelerle dolu bir sınav yoktur. Aynen KPSS SINAVLARINDA YAPILANLAR HİLELERİN TAMAMI STS SINAVLARINDA DA FAZLASIYLA YAPILMAKTADIR. ADINI BİLE YAZAMAYAN SURİYELİLER SINAVI KAZANIRKEN, TÜRK

ÖĞRENCİLERİN HİÇBİRİSİ BU SINAVI KAZANAMIYOR. NE GARİP DEĞİL Mİ? Gözümüzün içine baka baka tüm Suriyelilere ve yabancı uyruklu kişilere fason Diploma Denklik belgesi veriyorsunuz. Bizleri ise yıllardır haksız yere süründürüyorsunuz.

10-) Bana diyorlar ki niçin bu kadar sert eleştirilerle dolu yazılar yazıyorsunuz? Yine söylüyorum ve cevap veriyorum. DİPLOMA DENKLİK DAVALARI İDARİ YARGININ KUMPAS DAVALARIDIR. BU KUMPASIN BAŞ SORUMLUSU ESKİ YÖK BAŞKANI YEKTA SARAÇ VE CUMHURBAŞKANININ GÖREVDEN ALDIĞI OLİGARKLARDIR. Anayasanın 138. maddesine aykırı olarak Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkan ve Hakimlerine vermiş olduğunuz BRİFİNG ‘ten sonra Diploma Denklik Davaları kararlarının tamamı hükümsüzdür. Bu davalarda verilen kararların tamamı incelenerek TASHİHİ KARAR (KARAR DÜZELTME) verilmesi gerekir. Anayasa’nın 138. maddesine göre kimse hakimlere tavsiye, telkin ve BRİFİNG veremez. Madem öyle, SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ GEREĞİNCE BİZDE BRİFİNG VERELİM.

01.11.2022 ERDOĞAN KILINÇ   Videonun tamamını aşağıda izleyebilirsiniz: 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.